Anna Ve Fransız Öpücüğü

 

Merhabalar!!
 Bir süredir bloğumda yeni yazı yayımlamıyordum. Kusuruma bakmayın lütfen :) Birazdan yorumunu okuyacağınız Anna Ve Fransız Öpücüğü üç kitaplık bir seri. Üçünü de okumaya karar verdim, böylece kitapları okuduktan sonra ana karakterlerimizin ilişkisini daha da iyi anlayabileceğimi düşündüm. Keyifli okumalar :)

Kitap Ne Anlatıyor?
 Anna monoton bir hayattan aniden çıkarak, babasının isteği (zorlaması da denebilir) üzerine dünyanın en romantik şehri olan Paris'e lisenin son senesini okumaya gidiyor. Ancak Paris'te okuyup yakın arkadaşını, ailesini ve hoşlandığı çocuğu geride bırakmak zorunda olması onun canını fazlasıyla sıkıyor. Ta ki St. Clair ile tanışana kadar...

Kitap Hakkındaki Yorumum:
 Aslında bu kitaba fazlasıyla olumlu düşünce ve yüksek beklentilerle başladım. Çünkü kitap bir zamanlar çok popülerdi, yorumları da gayet güzeldi. Fakat kitabı bitirdiğimde hayal kırıklığına uğradım diyebilirim. Nedeni ise kitabın ana karakterleri ve biraz klasikleşmiş olay örgüleri. Öncelikle kitabın ana karakteri Anna'dan başlayalım. Maalesef Anna'nın kafası çoook karışık, aşırı bariz olan şeylerde bile tereddüde düşüyor ve gerçekten saçma sapan şeyler yapıyor ( spoilersız anca böyle anlatabilirdim :)). Flörtleştiği çocuk olan St. Clair'in de Anna'dan pek farkı yok diyebilirim. Geri kalan karakterler olması gerektiği gibiydi; ana karakterlerin arkadaşları, ana karakterin eski sevgilisi, diğer ana karakterin eski sevgilisi, okuldaki iyi ve kötü çocuklar... Kitabı tamamen beğenmedin diyemem, beğendiğim kısımlar da oldu ;entrika dolu bir kitap değildi, daha sakin ve naifti. Son olarak yazarın kaleminin gerçekten de su gibi akıp gittiğini söyleyebilirim. Ayrıca yazar, kitap Paris'te geçiyor diye Eyfel Kulesi'ne takılıp kalmamış, Paris'in tarihi yerlerinden de bilgiler vermiş. Eğer benim aksime bu kitaptan çok bir beklentiniz yoksa hoş bir vakit geçirmek için tercih edebilirsiniz.

"Evin bir yer değil de insan olması mümkün müydü?"
 

Yere Yakın Yıldızlara Uzak

 

Merhabalar!!
Wattpad kitaplarını genelde okumamayı tercih ederim ama bu kitabın konusu o kadar çok ilgimi çekti ki almadan edemedim. Dilerseniz hemen incelemeye geçelim. Keyifli okumalar <3
 
Kitap Ne Anlatıyor?
 Baş karakterimiz olan Bestegül dershaneye gitmek üzere metroya biner. Metro son durağa geldiğinde metro istasyonu çöker. Beste ile birlikte metroda dershaneden tanıdığı 13 arkadaşı daha vardır. Birileri onları kurtarmaya gelene kadar bu metroda yaşam mücadelesi verirler. 

Kitap Hakkındaki Yorumum
 Ben bu kitabı yazın okuyabileceğim, çerezlik bir kitap gözüyle almıştım. Ancak hiç de öyle değilmiş! Kitapta ağır bir psikoloji var. Sanki oradaki insanlar ölürken siz de ölüyorsunuz. Bu yüzden eğer zaten kötü bir psikoloji içerisindeyseniz bu kitabı okumayın derim. Kitap 224 sayfa ancak okurken su gibi akıp gidiyor. Diğer bir su gibi akıp gidecek şey ise göz yaşlarınız. :) Kitabın ilk 100 sayfası hariç tamamında ağladım diyebilirim. Ve son olarak bu kitap bana çok önemli bir derste verdi: Her ânın kıymetini bilmek. Ölümün ne zaman kapımıza dayanacağı belli değil. Bestegül dershaneye gitmek üzere binmişti metroya. Nereden bilebilirdi ki sabah çöpleri atmasını söylediği için annesine kızıp günler boyunca onu göremeyeceğini...

"İnsanlar olarak böyleyiz, değil mi? Vaktimiz olduğunu düşünerek her şeyi erteliyoruz. İyiliği, mutluluğu, sevinci, sevdiğimize onu sevdiğimizi söylemeyi... Fakat zamanımızın az olduğunu bir şekilde öğrendiğimizde o küçücük zamana çaresizce her şeyi sığdırmaya çalışıyoruz. Keşke biraz içimizden geldiği gibi yaşasak"

Alice Harikalar Diyarında


 Merhabalar!!
 Sizi alıp çocukluğunuza götürecek ve okurken kusursuz düşler kuracağınız bir kitap olan Alice Harikalar Diyarında'nın incelemesini umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar <3

Kitap Ne Anlatıyor?
 Kitap Alice'in pembe gözlü bir tavşanı takip ederek girdiği tavşan deliğinin ardındaki fantastik dünyada başından geçen hikayeleri anlatıyor.

Kitap Hakkında Yorumum:
 Bu kitap bir harika! Yazar çocuklar için geniş bir hayal dünyası, yetişkinler için ise ince mesajlar vermiş. Alice etrafında olup bitenleri sorgularken bir yandan da sıklıkla kendine "Ben kimim?" sorusunu yöneltiyor. Birde kitabın filme uyarlanmış hali var. Filmini izlemeden önce kitabını okumanız gerekmiyor çünkü filmde geçen olaylar farklı. Ancak filmdeki Alice'in çocukluğunu gördüğü kısa yerlerde kitapla ilişkisi var. Sanıyorum ki film kitaptaki Alice'in büyümüş halini konu almakta. O yüzden kitapla film arasında bir kıyaslama yapmak mümkün değil.  Hangi yaşta olursanız olun mutlaka kitabını okumalısınız...

"Dünü anlatmanın bir yararı olacağını sanıyorum, çünkü dün başka biriydim."

Zacharius Usta

Merhabalar!!
 Jules Verne'in yirmi altı yaşında yayımladığı, bir oturuşta okunabilecek bir kitap olan Zacharius Usta ile karşınızdayım. Keyifli okumalar dilerim <3 

Kitap Ne Anlatıyor?
 Zacharius Usta olağanüstü ince bir işçilikle ürettiği kusursuz saatlerle Cenevre şehrinin gururudur. Ünü İsviçre sınırlarını aşıp Fransa ve Almanya’ya kadar uzanmıştır. Saatçiliğin ilerleyen bilime ayak uydurmasıyla, Zacharius Usta da “saat maşası”nı icat eder. Bu icadının ardından kibir başını döndürür. Öyle ya, Tanrı sonsuzluğu yarattıysa, kendisi de zamanı yaratmıştır. Ancak günün birinde imal edip sattığı bütün saatlerin ortada görünür bir sebep olmaksızın birden durmasıyla, öfkeli müşteriler evinin kapısını aşındırmaya başlar. Bilimle manevi değerler arasındaki çatışma Jules Verne’in 1854 yılında yayımladığı bu fantastik öykünün ana temasıdır. Kibrine yenilip ölümsüzlüğün peşine düşen ve ruhunu kaybeden Zacharius Usta için çöküş kaçınılmazdır. ( İş Bankası Kültür Yayınları Arka Kapak Yazısı) 

Kitap Hakkındaki Yorumum:
 Kitabın ana konusu kibirdi ve yazarın kibrin kötü bir şey olduğunu değil, onun nasıl ele alınması gerektiğini anlatması bakımıyla kitabı ana konusu kibir olan tüm kitaplardan ayırmış. Ayrıca Zacharius Usta'nın  mesleği, gel-gitleri, maneviyat ile ailesi arasında kalması güzel işlenmiş. Okurken hikayenin devamında ne olacağını tahmin edemeyeceğiniz ve oldukça akıcı olan bu kitabı mutlaka okumalısınız!

"Havanın güzelleşeceği günleri bekleyin dostlarım!
Yorgun bedenlerde yaşamın tekrar canlanmaya başladığı mevsimi!
Güneşin çıkıp hepimizi ısıtması lazım!"


Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi

 

Merhabalar!!
 Filmini çoğu kişinin bildiği fakat kitabının çok da bilinmediği Benjamin Button'un Tuhaf Hikayesi'nin incelemesine geçelim. Keyifli okumalar <3

Kitap Ne Anlatıyor?
 Bu hikayenin kahramanı olan Benjamin Button dünyaya 70'li yaşlarındaki bir adamın zihnine, zevklerine ve görünümüne sahip olarak doğmuştur. Yaşı ilerledikçe bedeni gençleşir ve ilgi alanları değişir. Bu kitabın sıra dışı konusu Hollywood'un da dikkatinden kaçmamış, 2008'de film uyarlaması vizyona girmişti.

Kitap Hakkındaki Yorumum:
 Ben de bu kitabın filmini izlerken bir kitabı olduğunu bilmiyordum. Filmi izledikten sonra yaptığım araştırma sonucunda kitabı olduğunu öğrendim ve hemen satın aldım. Kitabı okumaya başlarken filmdekine benzer olaylar bekliyordum. Ancak film ile kitabın tek ortak noktası kitabın ana konusu. Filmini kitaba göre daha çok beğendim. Herkese tavsiyem önce kitabın okunması sonra filmin izlenmesi - ben de öyle yapsaydım büyük ihtimalle kitaba bayılırdım -. Aynı zamanda kitap çok akıcı ve düşündürücüydü. Son olarak yazarın bu kitabı yazmasında ilham kaynağı olan sözü eklemek istiyorum:

"Hayatın en iyi kısmının başta, en kötü kısmının da sonda olması ne yazık."
-Mark Twain

Şair Evlenmesi


 Merhabalar!!
 Şinasi'nin yazdığı ilk Türkçe tiyatro eseri olan Şair Evlenmesi adlı kitabın incelemesiyle karşınızdayım. Keyifli okumalar. <3

Kitapta Ne Anlatılıyor?
 Müştak Bey adında yoksul ama ileri görüşlü olan bir şairin sevdiceği Kumru Hanım yerine onun çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım ile evlenmeye mecbur edilmesi tek perdelik piyes halinde okuyucuya sunulur. Görücü usulü evliliğin sakıncalarını konu alır. Sade bir konuşma diliyle yazılmış olmakla birlikte kelime oyunları, söz komiklikleri ve konuşma yanlışları içerir.

Kitap Hakkındaki Görüşüm:
 Bu piyes ilk Türkçe tiyatro eseri olmasıyla birlikte, dönemin edebiyatına yeni bir soluk getirmiş ayrıca diğer yazarlara da ilham kaynağı olmuştur. Okurken yüzünüzden tebessüm eksik olmayacağına eminim :). Yayımlandığı yayınevine göre kitabın içindekiler değişiklik gösteriyor. Örneğin İş Bankası Kültür Yayınları'nda sırasıyla Refik Durbaş'tan bir önsöz, piyesin kendisi olan Şair Evlenmesi, İbrahim Necmi Dilmen'den Şair Evlenmesi Güldürüsü, son olarak da Ebüzziya Tevfik'ten Şinasi'nin Hayatının Son Günleri Ve Ölümü yer almakta. Mutlaka okumalısınız...

"Öyle ya! Aşk ve sevgisiz evlenen geçinebilirse aşk olsun!"

Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor

 Merhabalar!!
 Öncelikle bu kitabın yorumu bloğumun ilk yazısı olacak ve bunun için çok heyecanlıyım. Umarım yazımı beğenirsiniz, keyifli okumalar. <3

Kitap Ne Anlatıyor?
 Kitapta üç adet öykü bulunmakta. Üçünde de kitap karakterleri bir arayış içindeler ve bu arayış sırasında kendi hayatlarını sorguluyorlar. Karakterlerin kendilerini sorgulamaları sırasında sizlerin de bu sorgulamalara ortak olacağına eminim. 
· Rahel Tanrı'yla Hesaplaşıyor kurgusunu Tevrat'tan alıyor fakat sonunu yazar düzenliyor. Merhamet duygusu bu öyküde ön planda.
· Üçüncü Güvercinin Öyküsü ilk öyküdeki gibi Tevrat'tan alınma ve sonunu yazar düzenlemiş. Nuh Tufanı'ndaki üçüncü güvercinin geri dönmemesini Zweig kötü bir nedene bağlıyor. Barış özlemi öykünün ana konusu.
· Ölümsüz Kardeşin Gözleri kitabın en uzun öyküsü. Zweig kitabın kahramanı ve bir savaşçı olan Virata'ya günaha girmeden, suç işlemeden yaşanır mı sorularını sormakta. 

Kitap Hakkında Yorumum:
Yazar üç öyküde de barış, merhamet ve huzur duygularını çok güzel işlemiş. Kitabı okuduktan sonra uzun düşüncelere dalmamak mümkün değil. Kitapta en sevdiğim öykü Ölümsüz Kardeşin Gözleri oldu. Bu öyküde aslında eylemsizliğin de bir eylem olması çok güzel anlatılmış ve sonlara doğru kitap karakterine yan karakter yardımıyla bu mesaj iletilmiş. İlk öyküde ise Rahel'in sabrı ve merhameti âdeta sonsuz. Ayrıca Rahel'in barış isteği örnek olacak nitelikte.

"Birini öldürmek aslında kardeşini öldürmek demektir."


Anna Ve Fransız Öpücüğü

  Merhabalar!!  Bir süredir bloğumda yeni yazı yayımlamıyordum. Kusuruma bakmayın lütfen :) Birazdan yorumunu okuyacağınız  Anna Ve Fransız ...